İnsan
başlığı yazarken bile irkiliyorsa da maalesef Türkiye’nin gerçeği budur.
Çocuklarımız, o tür nikah bu tür nikah ayaklarında cinsel istismar ediliyorlar,
eğitimlerinden geri kalıyorlar, gelişim mi dediniz o da nedir?
TUİK’in
evlilik verilerine bakınca, kadınlar 20’li yaşlarda evleniyorlar görülüyor.
Bunlar resmi nikah verileri. Günlük güneşlik bir durum var gibi görülüyorsa da
ortalama alındığından mahkeme kararıyla gerçekleşen 16 yaş evliliklerini
istatistiklerde biz göremiyoruz.
Biz
başka şeyleri de göremiyoruz, biz bilinçsiziz.
Dini
nikah denilen aldatmaca ve aslında suç nedeniyle çocuklarımız heba ediliyor.
Suçu önlemek için imam peşinde koşmaya gerek yok. Dini nikah kıymak için imam
olmaya gerek yok.
Hal
böyle olunca, çocuk para etmeye başladığında ya da aile yoksul olduğundan bir
gırtlak ne kadar çabuk azalırsa o kadar iyi düşüncesinden yola çıkarak
çocukların kolayca erkeklere hiçbir teminat olmaksızın teslim edildiğini
biliyoruz.
Anadolu’da,
kız çocuk serpildiğinde (11-12 yaş) kapanın elinde kalmasın, fingirdemesin aman
namus gider nedeniyle de çocukları erken erken okuldan alıp bir erkeğin
sorumluluğuna (!) terketme zihniyetinin hakim olduğunu biliyoruz.
Halk
bilinçsiz, bizim gözümüz kör...
Hadi
biz öyleyiz, bizim hastanemiz, doktorumuz ve valimiz de bilinçsiz.
Haber;
“25 yaşındaki E.D. ile imam nikahıyla yaşayan ve nüfus kaydında 11 yaşında olan
Z.Ç.'nin 8 aylık hamile olduğu anlaşıldı. Z.Ç. hastaneye kaldırıldı. Ancak,
doktorların hastaneye yatması teklifi imam nikahlı eşi tarafından kabul
edilmeyince evine gönderildi. Hastanenin küçük kız için bir bildirimde
bulunmaması dikkat çekti. Olayın basına yansımasının ardından savcılık
soruşturma başlatırken hastaneye destek Bolu Valisi İbrahim Özcimen'den geldi.”
Cehalet
kol gezmekte, özür kabahatinden büyük gibi bir durum var ortada.
Bolu
Valisi, evliliğin çocuğun rızasıyla gerçekleştiğini, hastaneye göre kemik
yaşının 11 yaştan çok büyük olduğunu dolayısıyla bir sorun olmadığını beyanla
sanırsınız ki yüzüme karşı küfür etti.
Bolu
Valisi, mahkemeden de karar çıkarsa bir mani kalmamış olacak beyanıyla da yeri
göğü salladı.
Sayın
Vali, demek ki bu haltın gerçekleşmesindeki tek engel mahkeme kararı, Devlet’in
kanunu. Diğer herşey vicdana uygun!..
Huuu,
TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi...
Bolu
Valisi olsam, O hastanenin O doktoru, hamile çocuğun nüfus kağıdını gördüğünde
bana derhal haber verirdi. İki saniye bile düşünmezdi. Ben Bolu Valisi olsam
olayı basından öğrenmezdim.
Bolu
Valisi olsam, mahkemecilik oynamazdım. Kolluk derhal çocuğu sosyal hizmetlere
teslim ederdi. Mahkeme çocuğun yüksek yararı doğrultusunda ya çocuğu koruma
altına alırdı ve aileyi, damadı cezalandırırdı ya da resmi evliliğe izin
verirdi. Hukuk işlerdi...
Çocuğun
rızasına (!) ve yüksek yararına rağmen çocuğun ikamet yerindeki muhtar en
azından sorgulanırdı.
Bu
arada çocuğun kendi yüksek yararı gerekçesini çocuk aleyhine işlettiğimizin ve
haklarını ihlal ettiğimizin farkında mıyız...
Size
birşey diyeyim mi ben TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi olsam, o çocuğun nüfus
kağıdında gerçek yaşı yazıyor olurdu zaten, ve imamlı ya da imamsız dini nikaha
çocuk kurban edilmemiş olurdu.
Derken
maalesef uyandık rüyadan...
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Yorumlar