Doğal haliyle çocuğunuza olan düşkünlüğünüz aşkınıza olan düşkünlüğünüzden daha fazladır. Durum böyle değilse, insan değilsiniz demektir. İşte, bir çocuk bir anne-baba için bu kadar önemlidir.
Ferhat, Şirin için dağları delmiştir ama emin olun ki Şirin’den olma çocuğu için bile, gerekseydi, Şirin’e “sepeti koluna herkes yoluna” çeker ve arkasına bile bakmazdı.
Çocuk odaklı yaşarsın, bir damla göz yaşına kıyamazsın.
İşte, çocuk aşkı böyle bir şeydir.
Ya hasta olursa...
Hasta olmak zor, hele ki çocuksanız. Tedavi süreçleri, zor, acılı, dayanılamaz yani bol sıkıntılı olabiliyor. Hastaneye yolunuz düştüyse, daha en başından sıkıntılısınız demektir.
Bu nedenle hasta hakları gibi bir kavram gelişmiştir. Gelişmiştir gelişmesine ama gerek toplum gerekse sağlık kurumları ve çalışanları arasında henüz kavram benliğine kavuşmamıştır.
Hal böyleyken çocuk hastaların haklarını bilenimiz ve talep edenimiz yok sayılacak kadar azdır.
Kocaman sağlık kuruluşlarının web sayfalarında, duvarlarında ve dahi Sağlık Bakanlığı’nın web sayfasında, TBMM Çocuk Hakları İzleme Komisyonunun web sayfasında çocuk hastaların haklarına dair hiçbir belgeye rastlamadım.
Oysa ki Dünya her alanda olduğu gibi sağlık hizmetlerine erişimde de çocukların yetişkinlerden daha ileri hakları olduğuna dair çalışmalarını çoktan başlatmış ve uygulamaya koymuş bile.
European Association for children in Hospital (EACH) - Avrupa Hastanede Bulunan Çocuklar Birliği, 1988’de, ilk defa çocuk hastaların haklarına Leiden (Hollanda)'da dikkat çekti. 2001 yılında Brüksel'deki 7. Konferansında ise ilk bildirge düzenlendi.
Bu bildirgeye göre;
1. Çocuklar, ancak gereksinim duydukları tıbbi tedavi, evlerinde ya da gündüz kliniklerinde yapılamadığında hastaneye alınmalıdır. Esas olan, çocukların mümkün olduğunca kendi çevrelerinde tedavi imkanlarının yaratılmasıdır.
2. Hastanede yatan çocuklar ebeveynlerini ya da diğer yakınlarını her zaman yanlarında bulundurma hakkına sahiptir. Bunun için, çocuk hastaneye yatırılırken, ebeveynine çocuğuyla birlikte kalabileceği bildirilmeli, çocuğun yanında kalabilmeleri için yardım edilmeli ve cesaretlendirilmelidir. Ebeveyn bunun için ek ücret ödememeli, maaş kesintisine uğratılmamalıdır. Ebeveyn çocuğun bakımına katılabilmek için "temel bakım" ve "klinik rutini" hakkında bilgilendirilmeli ve aktif katılım için teşvik edilmelidir.
3. Tıpkı ebeveynleri gibi çocuklar da, yaşları ve kavrayışları paralelinde teşhis ve tedavi hakkında bilgilendirilme hakkına sahiptir. Bedensel ve ruhsal sıkıntılarını giderecek her türlü yöntem uygulanmalıdır.
4. Çocuklar ve ebeveynleri, sağlık durumlarını ilgilendiren her karar katılma hakkına sahiptir.
5. Her çocuk, gereksiz tıbbi tedavi ve muayenelerden korunma hakkına sahiptir.
6. Çocuklar, gelişimleri gereği aynı gereksinimlere sahip diğer çocuklarla birlikte bakılma hakkına sahiptir. Çocuklar erişkin ünitelerine yatırılmamalıdır. Ziyaretçileri için yaş sınırlandırılması getirilmemelidir.
7. Çocuklar, yaşlarına ve durumlarına uygun, oynamak, dinlenmek ve eğitim almak için kapsamlı olanakları olan bir çevrede bulunma hakkına sahiptir. Çevre, çocukların gereksinimlerine uyan bir şekilde düzenlenmeli ve uygun personele sahip olmalıdır.
8. Çocuklar, eğitimleri ve empati yetenekleri çocukların bedensel, ruhsal ve gelişimsel gereksinimlerine, ailelerinin gereksinimlerine yanıt verebilecek görevliler tarafından bakım görme hakkına sahiptir.
9. Hasta çocuğa kesintisiz bakım, olabildiğince küçük bir ekip tarafından verilmelidir.
10. Çocuklara duygu ve anlayışla yaklaşılmalı, mahremiyetlerine her zaman saygı gösterilmelidir.
Türkiye’de durum nedir?
Doğru bildiniz, bizde henüz Hasta Çocuklar Bildirgesine sahip çıkan yok.
Kaynak gösterimi: Gezer, T., www.0-18.org, Diyorum ki...
Yorumlar