Evden Kaçan Çocuklar


Bir insan hele ki bir çocuk sıcak evi, aşı ve aile sevgisini neden bırakıp kaçar? Kaçmaz...

Bir çocuk neden evden kaçar? Yoksulluk ve şiddet diyebiliriz.

Medya okur-yazarı olmadığı için çevresine ve ailesinin yoksulluğuna rağmen beklentileri televizyonda seyrettikleriyle giderek artan çocuk, kendini yoksulluktan kurtarmak (!) için kaçabilir.

Bu durumda ailenin olduğu kadar Devlet’in de çocuğun evden kaçmasında sorumluğu olduğu aşikar. Aile “yoksul” olabilir ama Devlet çocuğu “yoksun” bırakamaz. Çocukların sadece eğitim ve sağlık açısından değil (malum, gelişim sadece bunlardan ibaret değildir) spor, kültür, gezi vs ücretsiz hizmetlere de eşit ve kolay ulaşımı Devlet’in vazifesidir.

Devlet bu bilincin farkında olarak ilkokul çocukları için Umre gezisi planlamış ve ücretli olan hizmetin ödeme koşullarını çok rahatlatarak bu hizmete çocukların eşit ve kolay ulaşımını temin etmiştir!

Darısı Kültür Bakanlığı’nın başına, Topkapı Sarayını görmek için bekleyen ne çok çocuk vardır.

Çocuğun evden kaçma ikinci nedeni ise ailesinden gördüğü istismardır dedik ya, işte burada tüm suç ailededir diyebilir miyiz? Hayır, Devlet ihbar mekanizmasını çalıştırmakla ve risk altındaki çocukları izlemekle görevlidir.

Çocuk kaçtı bir kere diyelim, Devlet’in antenleri çalışmalı. Burada amaç çocuğu ölü ya da diri bulmak değil, çocuğun her türlü bütünlüğünün bozulmadan bulunmuş olması önemlidir.

Emniyet birimleri çocuğu nasıl arar, aramalıdır? . . .

Almanya’da aile baskısı nedeniyle evden kaçan Arzu (18) olgusu haberlere düştü. Arzu, günahların en büyüğü olan aşkı (!) Alman bir gençte bulunca vay haline olmuş ve gördüğü şiddet nedeniyle, ailesinin aşık olmayacaksın yasaklarına dayanamayarak Alman kadın sığınma evine sığındığını okuduk.

Heyhat, Arzu bu sığınma evinden kaçırılarak töre emriyle (!) katledilince, aklıma Merkel’in “multi-kulti başarılamadı” söylemi geldi. Çok güzel başarmışız işte!.. Almanya hiç sevinmesin, bizden farkı yok. Sığınan, korunma talep eden bir kadını koruyamayabiliyorlar.

Sadece bu olay bile bize, müdahalede gencin evden kaçma sebebinin çok önemli olduğuna işaret ediyor. Genç korunma talep etmeyi bilmeyebilir, ailesine konduramayabilir... Devlet uyanık olacak.

TUİK (2010) verilerine baktım yine;

Emniyet Birimleri’nin kayıtlarında 3205 çocuk (1.414 erkek, 1.791 kadın) evden kaçmış. Bunların; 128’i 11 yaş altı, 895’i 12-14 yaş aralığında ve 2.182’si 15-17 yaş aralığında. Gaziantep ve Antalya açık ara farkla önde.

Evden kaçan bu çocukların 2.717’si ailesine geri teslim edilmiş, sosyal kuruma teslim edilenlerin sayısı ise 345. Yani çocuklar evde şiddet gördükleri için değil -öyle olsaydı tamama yakını ailesine geri teslim edilmezdi- başka sebeplerle evden kaçmışlar. Ya da evde gördükleri şiddet, çocuklar tarafından insanı evden kaçıracak kadar yoğun hissedilmiş olabilirse de Devlet’te çocukta pek fiziksel hasar yok canım zihniyeti de hakim olabilir.

Devlet kulakların çınlasın...

Demem o ki, istatistiklerde keşke evden kaçma sebebi de yer bulabilse. Önleme ve müdahale etme çalışmalarına niyet edeceksek, bu bilgi bizim için çok önemlidir.

Aksi takdirde, Arzu’yu sığınma evinde koruyamayan Almanya’ya benzeriz!..

Aman haa...


Yorumlar