Songül,
ailesiyle Mardin’den Konya’ya göçmüş. Henüz iki yaşında bir ormanın kıyısında çadırda
yaşamaya mahkumdu. Babası, gebe annesi ve sekiz kardeşiyle birlikte...
Konya’nın
ormanlık bir alanında alt yapısı olmayan çadırların içinde yaşayan aileler
hayal edin.
Hayal
gücünüz yetmeyebilir.
Baba
geçen Ağustos ayında yakınlarıyla birlikte meşe odunundan mangal kömürü üretmek
üzere Konya’nın ormanlık alanına gelmeye karar vermiş. Sorunca, geçim derdi
olduğunu anlıyoruz. Başka ne olabilir...
Acı
haberden, “kurdukları çadırda yaşayan Ç. ailesinin en küçük çocuğu olan 2
yaşındaki Songül Ç., dün saat 14.00 sıralarında oynarken kayboldu.” diye okuyoruz.
Neredeyse
24 saat tamamlanmış Songül hala bulunamadı, çok geç diye düşünüyorum içim
sıkılıyor. Hava soğuk, -7 derece.
Babasından,
Songül’ün üzerinde sadece kazak ve eşortman altı olduğunu, ayakkabılarını ters
giydiğini öğreniyoruz. Çocuğun bu koşullarda pek yaşam şansı yok.
İnsan
neredeyse bari kaçırılmış olsun o zaman bir ihtimal yaşıyor olabilir diye dua
edecek...
Fakirlik
zor tabii de bunca çocuk niye? Bu ailenin çocuk yardımı alıp almadığını merak
ettim. Yardımlar bazen çarpıtılıp, çocuklar kar amacıyla da hayata
getirilebiliyor.
Bir
anne aynı anda kaç çocuğa bakabilir, ne kadar bakabilir. Bunca çocuktan sonra
kadının ruhsal ve fiziksel sağlığı ne alemdedir ki yetiştirdiği çocuklardan ne
bekleyelim.
Acaba
Songül gün içinde kaç dakika anne-baba şefkati ve ilgisi çalabiliyordu?
Pek
değil çünkü onca çocuğun bakımı arasında iki yaşındaki Songül’ün ayakkabılarını
kendisinin giydiğini ve tabii beceremediğini, ters giymiş olduğunu biliyoruz.
Ormanın
kıyısında yaşayan Songül’ün ihmal edildiğini, yaşının gerektirdiği ilgi ve bakımdan
faydalanamadığını anlıyoruz.
Aklıma
takılıyor, çocuklar için belirlediğimiz minimum bakım standartlarımız neler? -7
derece soğukta kazak ve eşortman mı, çadırda yaşam mı?
Olmadığı
kesin, o zaman Songül neden sosyal hizmetlere kolay ulaşamamış? Daha doğrusunu
sormak gerekirse, sosyal hizmetler Songül’e neden ulaşamamış.
İlke
olarak çocuğun ailesinin yanında bakımı temel baz ama olguda, çocuğun yüksek
yararı açısından Songül’ün herşeye rağmen ailesi yanında çadır yaşamı uygun
değil.
Şu
yüksek yarar meselesini bir türlü kavrayamadık, kavratamadık... Hemen her
olguda karşımıza çıkıp, bilene ‘ah keşke’ dedirtiyorsa da, bilmeyenler
açısından kısaca Songül’e yazık oldu, şimdi ağlamak zamanıdır.
Ormanın
kıyısında, çocuğu yaşatamayacağımız, geliştiremeyeceğimiz, koruyamayacağımız
aşikar. Çocuğun katılım hakkından bahsetmek ise komik kaçar. Ormanın kıyısında
hangi sosyal içerilmeden, katılım hakkından bahsedebiliriz ki.
Bu
dram bütün mevsimlik işçi ailelerinde yaşanmaktayken, Songül gibi çok çocuğumuz
varken, çocuklarımızı sadece kalbimizle sevmek yetmiyor, aklımızla da sevmeyi
öğrenmemiz gerek...
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Yorumlar