Mahalle Baskısı: Tüh Kaka Yılbaşı

31 Aralık 2007



Bu yılbaşı kutlaması ne kadar kötü birşeymiş de ben bilmiyormuşum. Yılbaşı aleyhine söylenenlerden birkaçını size de aktarayım ki siz de anlayın artık şu yılbaşının çocuklarımıza ettiklerini (!)

Yılbaşı kutlamaları çocukların suçu değildir elbette. Suç, çocuklarıyla birlikte çam ağacı süsleyen, noel baba safsatası içinde çocuklarına hediye alan anne-babaların ve “yılbaşında neler yaptınız bakalım” diye çocuğa soran öğretmenlerindir.

* Yılbaşı kutlaması yapan çocuk, “kişiliğinde koskocaman bir boşluk oluşacak olan, köklerini ve onların içgüdülerine tekrar kavuşmak için türlü badireler, bunalımlar, depresyonlar geçirecek olan çocuktur.”

* Yılbaşı kutlaması yapan çocuk, “başkalarının g… y…maktan başka zaman bulup da islamiyetin gerektirdiği şeyleri yapmayanlar için en kötü en yaramaz en kaka çocuktur. Belki de kafirdir.”

Vay vay vay… Bunları oku sonra gel de içinde istek kalsın bu Türkiye’de yaşamak için. Fazıl Say’ı seviyorum, yürekten destekliyorum. Sağa bak bağnaz bu memlekette hep vardı ama artık sola bak orada da bağnazlar yaygınlaştı. İnsanın canı sıkılıyor. Çocuk yeni yıl kutlayacak, olur şey değil, bak bak bak…

Ben yetişirken dedem bana İslamiyet’in en bağışlayıcı, en bütünleştirici din olduğunu, bu yüzden üstüne başka din gelmediğini öğretmişti. İsa Peygamber’in Kutsal Kitap tarafından bildirildiğini ve aslında Müslümanların bütün peygamberlere inandıklarını söylemişti.

Ve günümüzde yılbaşını kutlamamalıyız . . . Neden? Çünkü Hristiyan adetidir. Hz. İsa’nın doğum günüdür. Demre’de mevcut Noel Baba yapılanmasını inkar etmeli ve bundan Türkiye’nin tanıtımı için azami menfaat sağlamamalıyız. Yılbaşı ve Noel kutlayanları lanetlemeli, onlara kafir demeli ve adam gibi kökten ayrımcılık yapmalıyız. Bunun yanı sıra Mevlevilerin semalarını sahnede izlettirmemeliyiz. Gizlemeliyiz ki Noel’ı tüm dünyaya tanıtanları kafir, Hristiyan emperyalistler diye anabilelim.

Birileri bizimle dalga geçiyorlar ve birileri de “mahalle baskısı yok, dayanışması” var diyorlar. Tüm dünya insanlarının yıllık milad olarak gördükleri, yılda bir kez olsun tüm insanların birlikte kutladığı, kaynaştığı bir etkinliğe bile din ayrımcılığı uygulayanlar var memlekette. Bunların kötü fikirli, aslen kendileri kafir kişiler olduklarını düşünüyorum. Bunların bulabildikleri her fırsatta din adı altında, gerçek Müslümanlığın bu olmadığını biliyoruz, ayrımcılık yaptıklarını, çocukları geleceğe demokrasi sevdalısı olarak değil de her koşulda fanatik sürü parçaları olarak yetiştirdiklerini düşünüyorum. Ciddi reformlar üstüne kafa yormamız gerektiğini anlamalıyız artık.

Sözün özü, yılbaşı kutlamaları tüh kaka değillerdir. Evrensel bir kültürdür. Hoşgörü ve uzlaşma zamanıdır. Her kutlamada dini birtakım öğeler bulunmak zorunda değildir. Ayrıca Hz. İsa 31 Ocak’ta değil kimilerine göre başka, kimilerine göre ise 25 Aralık’ta doğmuştur. Hz. İsa’nın doğum gününü kutlamak neden kötü olsun, onu da anlamış değilim. Hz. Muhammed’in doğum gününü kutlamıyor muyuz. Bu da bizi mi kafir ediyor Hristiyan aleminin gözünde.

Bu acayip meseleleri bırakmalıyız. Bana ne kimin neyi ne zaman kutladığından. Beni ilgilendiren dünyada kabul görmüş (bütünleştirici) ritüellerin hiç değilse birkaç gün boyunca çocukların yüzünü güldürdüğüdür. Hristiyan dostlarımızı kibarca kutlamanın neresi yanlış. Benim komşum Bayramlarımızı kutluyor.

Biraz akıllı olmakta, demokrasiye inanmakta fayda var. Demokrasinin olmadığı her ortamda mahalle baskısının olacağı kesindir.

Yılbaşı kutlaması yapan çocuk, “ağaç süsleyerek Müslümanlığına zarar gelmeyeceğinin farkında olan bireylerin yetiştirdiği çocuk”tur. Kendinden emin olmayanlar düşünsün gerisini.

Hepimizin içinde, belki derinde ama orada, mutlaka çocuk vardır. Tüm dünya çocuklarının yeni yılını kutluyor, o, bu, şu farketmez hepsini sevgiyle kucaklıyorum tüm İNANCIMLA. Çünkü ben demokrasiye, baskısız mahallelere inanıyorum bu yeni gelen yılda da.

Yorumlar