Yusuf Öper misin...

Medyada çocuk istismarı olaylarına sık rastlıyoruz. İstismarlar karşımıza ya fiziksel ya cinsel ya da sömürü olarak çıkıyor.

Rahatsız oluyoruz, oluyorum.

Rahatsızlığım iki türlü; olgudan dolayı ve medyanın haberi verişinden dolayı.

Medya çocuk haberlerini bile satış odaklı yapma konumunda. Haberciler çocuk haberini nasıl yapacaklarını bildiklerini iddia etseler de hemen her haberde yorum yapmamızı gerektiren bir yaklaşıma, yazıma ve görsele rastlıyoruz.

Bu aşikar ve tabii Çocuk İstismarını Önleme Platformu Medya Grubu konuyu takip ediyor, çocuk haberi yapmayı bilen (!) habercilere yönelik izleme ve eğitme görevini yerine getirirken basın aracılığıyla toplumu bilinçlendirmeyi de hedefliyor.

Başka grupların da bu yönde faaliyet sürdürdükleri biliniyor.

Bir başka kesim, çocukların reklamlar aracılığı ile istismar edilmesini izliyor...

Başkaları çocukların basından zarar görmemeleri için çaba sarf ediyor.

Dikkatimizi pek çekmeyen bir başka alan ise yetişkin odaklı hazırlanan haberlerde karşımıza çıkan çocuk istismarları.

Bu da nedir diyecek olursanız taze bir örnek olgu hazırda.

İzmir'in Bayındır İlçesi'nde bu yıl 14.'sü düzenlenen, Uluslararası Çiçek Festivali'nin açılışı yapıldı. Açılışa Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Ulaştırma Eski Bakanı Binali Yıldırım katıldı.

Önemli kişiler bir niyet ile sahaya çıktılar, halkın arasına karıştılar. Öylesine takıldım tesadüf ettiğim görüntülere. Bakan Günay, çocuğun tekini kucağına alıp sevgi gösterdi.

Siyasiler bunu sık sık yaparlar. Özellikle Amerika Başkanı Clinton’un burnunun bir çocuk tarafından sıkılmasıyla başlayan süreç içeisinde çocuklara değer ve sevgi göstermek suretiyle pozitif algı yaratma çabaları güzel bir PR çalışmasıdır.

Çocuk bu ilgi ve sevgi gösterisinden rahatsızlık duymuyorsa sorun yok. Hatta bunların olması gereken kareler olduğunu söyleyebilirim. Çocuk konusuyla ilgili bilinç seviyesi pek de yüksek olmayan toplumumuzda, koskoca bakan çocuğu kucağına alıp seviyorsa, bildiği vardır. Haydi çocuklara sevgi gösterelim hareketlenmesi yaratılabilinir. İyi model modeldir...

Buraya kadar her şey hayatın olağan akışına uygundu.

Derken, bakan bey Yusuf bebekten öpücük bekledi. Öp beni...

Yusuf bebek oralı değil. Olabilir... Belki daha anne-baba demeyi bile öğrenmemiştir.

Henüz tüm fiziksel faaliyetlerini kontrol etme yetisine sahip olmayan, eline bardak alıp kendi kendine su içmeyi bile beceremeyecek yaşta, hareketlerine kibarlık katma telaşı bulunmayan Yusuf, bakan beyin yüzüne sevgiyle dokunmak istemiş olsa bile bu temas okşama şeklinde değil de genel yetişkin algısına göre vurma şeklinde geldi. Olabilir...

Haberin sunuluşu, “Bakan Günay Küçük Yusuf'tan Öpücük Beklerken Tokat Yedi”.

Haydaaa...

Kime kızalım, yorumu yapan basına mı?

Hayır, toplumun geneli zaten olayı basın mensupları gibi algıladı. Bu izlemede, toplum ile basın algısı uyumludur tespiti doğru olacaktır.

Derken Yusuf’a yönelik istismar annesinden geldi. Çocuğun annesi olduğuna inandığım bir kadın sesi kulaklarımı tırmaladı, “Yusuf, öper misin”, “Yusuf, öpsene”, “Yusuf, öper misin”... Annenin sesi giderek yükseldi, ısrarcı çıktı.

“Yusuf, Bakan amcayı öper misin”, “Yusuf, öpsene”...

Yeter! Yusuf kimseyi öpmek istemiyor.

İsyanımın arasında, çok istiyorsan sen öp bakan amcanı dedim içimden.

Anne, çocuğu televizyonda çıksın, sevimli çıksın ki komşularına hava olsun telaşında.

Saat kaçta gösterilecek bu haber bilgisine de ulaşmalı. Mahalleye, akrabalara duyurmak lazım. Anne, çocuğunu istismar ettiğinin farkında bile değil.

Bakan ise imaj telaşında. ‘Çocuk işte’ havalarında, O da Yusuf’un kendisine tokat attığı algısını yaşıyor besbelli. Sen öpmezsen ben seni öperim yaptı. Yusuf öpmek istemediği bir amca tarafından sıkıştırılıp bol bol öpüldü.

Yusuf’un istismar edildiğini fark eden olmadı. Yusuf’un hakları bulunan bir birey olduğu zaten genel algı değil.

Basın, bakanın tokat yemesine odaklı bir haber yaptı. Yandaşlar kızdı, muhalifler güldü.

Haber basında yayınlandı, Yusuf televizyona çıktı annesine gurur (!) vesilesi oldu.

Bu işten zararlı çıkan bir tek kişi oldu, Yusuf.

Yazının son sözünü güzel bir annenin yazısından alıntılamak istedim. Ladin’in annesi Yasemin Pforr Kıvırcık, internette yayınladığı Her Çocuk Bir Hazinedir başlıklı deneme yazısında, bize, ‘çocuğa eşlik etmek’ kavramını kazandırdı.

Bu kavram ışığında, Yusuf olgusunu değerlendirdim ve gerçekten, çocuğu yoğurmak (Yusuf, öpsene...) anlayışı yerine çocuğa eşlik etmek (Yusuf öpmek istemiyor, ısrarcı olmayalım) doğru davranışını benimsemek önemli diye düşündüm.

Ve merak ediyorum, Yusuf’un bu olguda istismar edildiğinin farkına kaç kişi vardı.


Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Yorumlar