Yatak Odamdaki Televizyon

14 Nisan 2008

Amerikalı araştırmacılar, yatak odasında televizyon bulunan 13-18 yaş arası çocukların daha kötü beslendiklerini, daha az egzersiz alışkanlıklarının bulunduğunu ve okul başarılarının daha düşük olduğunu tespit etmişler.

Gençler arasında televizyon seyretme alışkanlığı üzerine birçok araştırma mevcutken, Minesota Üniversitesi Halk Sağlığı bölümünden araştırmacılar yatak odasında televizyonu olan adolesanlar açısından sonuçlar üzerine çok az bilgi bulunduğunu söylüyorlar.

2003 ve 2004 yıllarında Minesota’da 15-18 yaşlarında 781 adolesanla görüşülmüş. Bunların %62’sinin yatak odasında televizyon bulunduğu anlaşılmış.

Hiç sürpriz değil, odasında televizyonu olan gençler daha fazla televizyon seyretme eğiliminde olduklarını ve haftada odasında televizyonu olmayanlardan 4-5 saat daha fazla televizyon karşısında kaldıklarını, günde en az 5 saat televizyon seyrettiklerini belirtmişler.

Odasında televizyon bulunan kızların haftada 1.8 saat, odasında televizyon bulunmayanların ise ortalama 2.5 saat egzersiz yaptıkları tespit edilmiş. Odasında televizyon olanların aynı zamanda daha az sebze tüketirken daha çok tatlandırılmış içecek tükettikleri ve aileleriyle daha seyrek birlikte yemek yedikleri anlaşılmış. Erkekler arasında da durum aynı. Odasında televizyonu bulunanlar okulda daha az başarılılar, daha az meyve tüketiyorlar ve aileleri ile birlikte yemek yemiyorlar.

Uzmanlar gençlerin odasında televizyon bulunmasına karşılar. Odada televizyona izin vermeyin sorun kalmaz eğilimindeler. Tavsiyeleri bu yönde. Bahsettiklerimiz 13-18 yaş arası gençler.

Ben karşı değilim. Eğer mümkünse ve gençten talep gelmişse bırakalım odasında televizyonu bulunsun. Neden? Çünkü burası Türkiye. Psikolog yardımı alamayacak durumda bulunan aileler açısından ele almalıyız meseleyi. Çünkü onlardan daha fazla var içimizde. Bu ailelerin aman çocuğum daha az televizyon seyretsin ki ücretli spor salonuna gitsin, daha çok meyve ve sebze tüketsin, okulda daha başarılı olsun diye düşünme lüksleri bile yok. Uzmanların üst düzeylere verdikleri öğütlerin bu kesim üzerinde zararı bile olabilir.

Herşey çocuğun sosyal içerilmesi kavramıyla ilintili. Belediyelerin çocuk odaklı ürettikleri hizmetleri saymaya kalksak mı acaba? Sayalım. Kum havuzu, kaydırak, salıncak ağarlıklı oyun parkları, yine oyun parkları ve oyun parkları. Başka? Yani 13-18 yaş grubu için ne gibi ücretsiz tesisler mevcut acaba? Yok, aklıma gelmiyor. Gençler boş zamanlarını değerlendirmek için ne gibi imkanlara sahipler bilmiyorum.

Peki gençler ne yapacaklar? Ya evde televizyon seyredecekler, ya sokaklarda aval aval dolanacaklar. Derken bir gün kötü birilerine bulaşma ihtimali unutulmamalı.

Uzmanların gerçekten odada televizyon olmasını yasaklamayı önerdiklerine inanamam. Odada televizyon yoksa çocuk mutlaka ders çalışacaktır diye birşey yok.

Amerikalı araştırmacılara dönelim. Yüksek gelir sahibi ailelerde odada televizyon bulunma oranı düşükmüş. Sosyo-ekonomik durum kötüledikçe oran artıyormuş. Evet, biliyordum.

Uzmanlara sormalıyım. Çocuklarımızın beslenme alışkanlıkları, ders çalışma sorumluluğu yüklenme alışkanlıkları üzerinde televizyonun rolü ne kadardır?

Araştırma bulgularına göre, yatak odasında televizyon bulunmasının gençlerin obezliği üzerinde etkisi hiç yok. Uzmanlar şaşırmışlar. Uzman değilim ama anneyim. Sorsalardı söylerdim durumları mevcut. Zaten bulgularda "daha az", "daha çok" ibareleri yüzdeler açısından bir iki kesir puan farkından kaynaklanmakta.

Sonuç olarak, çocuğunuzun odasından televizyonu söküp almanıza gerek yok. Çocuğunuza daha çok meyve servisi yapın, ders çalışma sorumluluğu kazandırın, çok çalışıp çocuğunuzu spor salonlarına yazdırın ve/fakat az saat çalışıp çocuğunuza sağlıklı ev yemekleri yapın, hangi programların daha yararlı olduğunu öğretin. Öyle güzel öğretin ki siz evde yokken salondaki televizyonun karşısına kurulmasın, zararlı programlar seyretmesin.
Bu memleketin günde 9 saat mesai yapan anneleri akşam evlerine saat 20:00’den önce giremezler. Çocuklarsa en geç 17:00’de evlerindedirler. Azıcık pencereden aşağılara bakmakta fayda var.

Çocuğun odasında televizyon olsa ne olur olmasa ne olur...

Benim yatak odamda televizyon var. Gün içinde kendimi tüketip, tüm sorumluluklarımı yerine getirmenin verdiği mutlulukla nihayet odama çekildiğimde, yatakta televizyon seyrederken menüde bitki çayı, ılık süt ve mutlaka zencefilli bisküvilerimle piknik yapma zevkimden çocuğumu niye mahrum edeyim. O, uykusu geldiğinde televizyonu kapatmayı, işlerini sevdiği programlara göre ayarlayıp bitirmeyi hep bilir. Spora merakı pek yok ama arada sırada televizyonun karşısında ağırlık kaldırdığına rastlarım.

Bugün hala arada bir oğlumun yanına uzanırım. Televizyon seyreder, piknik yaparken çok eğleniriz. En büyük düşlerimizi, en kötü hayal kırıklıklarımızı birbirimize bu zamanlarda anlatmışızdır.

Yorumlar