Rehabilitasyon Programları Kurum Müdürlerinin Takdirine ve Becerisine Bırakılmamalıdır

08 Mart 2010

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumları ve Eğitimevleri İnceleme Raporunu (2010) yayınladı.

Rapor; Elazığ Çocuk Eğitimevi ve E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Ankara / Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Ankara / Keçiören Çocuk Eğitimevi, Adana / Pozantı M Tipi (Çocuk) Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, İstanbul / Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Kayseri / İncesi Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, İzmir / Buca Çocuk Eğitimevi, Bergama M Tipi (Çocuk) Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yapılan incelemelerin sonuçlarını içeriyor.

Hafta sonu Elazığ’a gittim !!!

Elazığ-Malatya demiryolu hattının güneyinde E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 161 dönüme oturmuş. Yer, şehir imar planı içersinde gözüküyor ancak burası Aşağıdemirtaş (eski ismiyle Aşağıholpenk) köyü sınırları içerisinde. Adliye binası 10km uzaklıkta. Batısında tarlalar var. Oldukça tecrit bir alan. Şehrin merkezine uzak.
Kurumun penceresinden içeri süzüldüm !!!

Kurumda 197 personel var. Rapora göre ise burada 754 tutuklu ve hükümlü mevcut. Bunlardan 22’si çocuk. Çocukların, 12’si tutuklu, 10’u hükümlü. Hükümlü olanlar disiplin cezası nedeniyle eğitimevinden gelenler. Bunlara artı olarak 6 adet de hükümlü anne yanında barınan çocuk mevcut.

Toplam 754 tutuklu ve hükümlü (22’si çocuk) ve 6 hükümlü anne yanında barınan çocuğa, 2 öğretmen, 1 sosyal çalışmacı ve 1 psikolog rehabilitasyon hizmeti veriyor. Çocuklar ve yetişkinler birarada olunca, bu uzmanların ileri uzmanlıkları olmadığı anlaşılıyor.

Olsun, nitelik bakımından düz uzman olsunlar ama bu Kurumda personel / tutuklu ve hükümlü hesabı yapıldığında bakın ortaya ne tablo çıktı; Tutuklu ve hükümlü başına 0,001326 sosyal çalışmacı, 0,001326 psikolog ve 0,002653 öğretmen düşüyor.

Raporda, Kurumda uzman personel eksikliği olduğuna ve eğitim alanlarının yetersiz olması nedeniyle çocuklara yeterli eğitimin verilemediğine dair bir ibare mevcut. İbare hafif kalmış…

Kurum 161 dönüm alana da sahip olunca, Kurumda bir ihmalden ya da işletme beceriksizliğinden şüphe ediyorum!

Raporda, çocukların yetersiz ve kalitesiz yemeklerden şikayet ettikleri de yer alanlardan biri. İyi bir işletmeci olayım ve bakayım hemen personel dosyalarına.

Çocuklar haklı çünkü Kurumda, toplam 957 kişiye 2 aşçı ve sadece 3 hizmetli temel ihtiyaç hizmeti veriyor.
Kurumda bir ihmalden ya da işletme beceriksizliğinden artık ciddi ciddi şüphe ediyorum!

Dışarıda sağanak yağış var, hava 12 derece, nem %68. Rüzgar açık alanda uğulduyor. Kuzeybatı yönünde uçuran rüzgarın hızı 24km/saat. Birazdan hava sıcaklığı 6 dereceye kadar düşecek. Çabuk çabuk bir analiz yapmak ve kaçmak istiyorum.

İşletme hem matematik hem de sosyal bilimler alanında çalışan bir bilim dalı. Dolayısıyla öncelikle buraya bir tablo yakışır ve sadece personelin hizmetlere göre dağılımına bakınca Kurumda neyin yanlış yapıldığını söyleyebilirim.

Tablo - Elazığ E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Personelinin Hizmetlere Göre Dağılımı
 
Hizmetler
Personel Sayısı
%
İdari
19
9,64
Rehabilitasyon
4
2,03
Sağlık
1
0,51
İnfaz Koruma
161
81,73
Nitelikli Hizmetler
6
3,05
Niteliksiz Hizmetler
6
3,05
Toplam
197
100


Şekil - Elazığ E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Personelinin Hizmetlere Göre Dağılımı


Mevcut personel-hizmet dağılımına bakıldığında, bu Kurumda tutuklu ve hükümlülerin iyi idare edilmeleri gerektiği anlaşılıyor. Yapılamıyorsa, burada çalışanların ihmalinden veya eğitimlerinin eksikliğinden bahsedebiliriz.

Bu, işletmenin matematiksel yönü.

Personelin performansları ölçülür ve gerekli hizalamalar yapılır. Günlük hizmetlerin niteliği standartlara bağlanır ve niceliği arttırılır.

İşletmenin sosyal yönü devreye girdiğinde ise Kurumun faaliyet amacı önem kazanıyor.

İlan edilen temel Amaç; Devletimizin “Sosyal Devlet” politikası gereğince asli hizmetlerden olan Adalet Hizmetleri ve bu hizmetlerin destek ünitesini oluşturan infaz kurumların biri olarak; tüm hükümlü ve tutukluları topluma kazandırma faaliyetlerinin her aşamasına katarak, topluma dönüşlerine zemin hazırlamak bilgili, becerikli ve kendine güvenen bireyler olmasına fırsat tanımak ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Büyük Türkiye “idealine ulaşmayı hedefleyen Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumlulukları ile haklarını bilen kişiler olarak tahliye sonrası yaşama hazırlamaktır.”

Bu çok iddialı bir amaç. Çoğu üretim bandından çok daha komplike bir durum. Ciddi finans ve insan kaynağına ihtiyaç var.

Kurumda bunlar mevcut değil.

Fotoğrafta, Kurum günü iyi kurtarıyor ama hizmet alanları topluma hazırlar nitelikte hiç değil. Toplam 1 psikolog, 1 sosyal hizmet uzmanı ve 2 öğretmen ile gelişim başarılamaz.

Uzmanların sayısını arttırmak kolay mı? Değil…

Ne gerekli? Şanına yakışır bir “Sosyal Devlet” kavramının yerleşmesi ve altının doldurulması gerekli. Bunun için acilen sosyal politikaların oluşturulması ve sahiplenilmesi gerekli.

Mevcut sosyal politikamızın ne olduğu Kurumun işletilmesinden belli; Tutuklu ve hükümlülerin başarıyla tecrit edilmesi.

Kurumun amacı ise, bu kişilerin sadece tecrit edilmeleri değil yeniden topluma kazandırılmaları.

Sosyal politika ile Kurum işletmesi uyuşmuyor. Bu işletmede bir başarıdan bahsedemeyeceğimiz çok belli. Balık baştan kokmuş… Merkezi Devlete “Sosyal Devlet” gereklerinin hatırlatılması gerekiyor çünkü Çocuk Hakları Ülke Raporuna göre her şey günlük gülistanlık. Sivil Toplum Kuruluşları hemen Devlet ile müzakerelere başlamalıdır.

Başarısız işletmeden üzülerek ayrıldım!

Arkamda 22 çocuk tutuklu ve hükümlü ile 6 hükümlü anne yanında barınan çocuk bırakarak. Yağmur devam ediyor, sıcaklık 6 dereceye çoktan düşmüş.Yolda Ankara üzerinden geçerken havanın burada da bulutlu ve 6 derece olduğunu gördüm.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumları ve Eğitimevleri İnceleme Raporunun tavsiyelerini uygulamaya daha çok var kanaatimi paylaşmalıyım. Çünkü Devlet henüz işletme standartlarını oluşturmaya bile niyet etmedi.

Komisyonun, “rehabilitasyon programları Kurum müdürünün takdirine ve becerisine bırakılmamalıdır.” tespitine sonuna kadar katılıyorum.

Yorumlar