Cumhuriyet İçin Çağlayan Miting'i

30 Nisan 2007

Metropol yaşamını seviyorum. Dinamizmiyle besleniyorum, adrenalin yükleniyorum. Batı ve Güney ilçelerimize kaçmayı hayal edenler var ama benim gibi kuytuda yaşayamayacak da çok metropollüler var.
İstanbul’u ne zamandır bu kadar çok sevmemiştim. Acaba İstanbul’u daha az sevmeye ne zaman başladım? Farkettiğim ilk göç hareketinin etkisinden beri midir? Sanmam, bende bu çeliği delen sabır varken. İstanbul epeyce çile çektikten sonradır diyelim.
İşte bu çilekeş İstanbul’da nihayet metropoldaşlarımı gördüm. Cumhuriyet için Çağlayan Mitingi’nde biraraya geldik. Kimileri, Miting’i haklı kılarak, ara sokaklardan geçen Bayraklar’a yumurta attılar ve/fakat kalabalıktan o yumurtalar yere düşemedi, toprağı kirletemedi.
Mitinge çocuklar da katıldılar. Demokratik haklarını, ama babalarının omuzlarında, ama yürüyerek ya da arabalarında kullandılar. Hepsinin yüzü gülüyordu, hepsinin eli Bayrak tutuyordu. Dosta, düşmana karşı... Buradaki düşman, pek çoğu maalesef savaşarak kazanılmış haklarımıza bir şekilde tecavüz etmek isteyenlerin bütünüdür. Çocukları ana-babaları getirmişti Çağlayan’a doğal olarak ama böyle ana-babalar böyle çocuklar yetişeceklerdir. Miting olaysız bitti, çağdaşlığa yakıştı. Mesajlar verildi.
Miting’in bir çok konuşulacak alt başlığı var mutlaka. Bizim konumuz çocuklara yansıyan boyutu. Haklar...
Urfa’da 5-12 yaş kız çocuklarına türban taktırdılar. Bu yazının konusu işte bu kız çocukların haklarının korunmasıdır. Kafalarında türban bu çocukların da yüzleri gülüyordu sahnede çünkü. Öyle anne-babalar öyle çocuklar yetiştirmişlerdi. Türban tercih edilen mi yoksa dayatılan mı olmalıdır? Tercih edilen bir yaşam biçimi olmalıdır. Laikiz ya… Ama bu çocuklara başka bir seçenek bırakılmamıştı. Benim bildiğim, kızlar, doğurganlığa kavuştuklarında yani 12-13 yaşlarında kapanırlar, kapanırlarsa. Bazı farklı değerleri algılamış, mukayese etmiş ve tercih etmiş olarak.
Biz hayal edelim. Durum hiç de öyle değil. İşte çocukları sarıp sarmalayıp ortada dolaştırıyorlar. Bu çocuklar neyin ne olduğunun farkına varmadan büyüseler de onların çocukları haklarını sorgulamaya ve meydanlarda mitingler yaparak hak talep etmeye başlayacaklardır. Aralarından Halide Edip Adıvar gibi, Üsküdar Amerikan Kız Kolejinden okuldaşım olur, birisinin çıkıp en başından kadınların haklarını savunması için bekleyeceklerdir. Biz onların adına bugünden laikliğe, cumhuriyete sahip çıktık. Çok önceden yapılmalıydı, hiç bırakılmamalıydı. Rehavet işte böyle birşey.
Her neyse, kentliler bugün Çağlayan’da çok dinamiktiler. Yüzleri gülüyordu nefretten uzak, duyguyla ağlıyorlardı memnun mesut… Sabretmişler ancak çelik delinmişti maalesef. Hakları kibarca savunmaya gerek duyulmuştu demek. Sesler yükselmişti elbet ama yine de düşmanlık yoktu yüreklerde. Hainlikten uzak, demokrasinin gereği...
Asil ve genç dinamizmine doyamadım İstanbul'un Cumhuriyet için Çağlayan Miting'inde.

Yorumlar