Anayasa’da Çocuk Varlığı


Yılan hikayesine döndürülen yeni ve sivil (!) bir Anayasa tasarımının önceliği çocuk değil.

Çocuk, sosyo-hukuksal düzeyde ne zaman Devlet’in önceliği olabildi ki? Çocuk hakları ile “Türkiye’de çocukluk çağı” algısı henüz kesişme eğimi içerisine girmiş bile değil.

Her başa gelen ve haber olmayı becerebilen münferit belada, mesele sanki ilk defa karşımıza çıkmışçasına Devlet düzeyinde can-ı gönülden girişim, kahraman kamu personeli ilan etmeler ve, yeni ve acil yasal düzenlemeye dair binbir yeminler içimi karartıyor. Çocuğu sevmek yetmiyor.

Çocuğu içselleştiremedik gitti...

Birleşmiş Milletler’in Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi çok zor okunan bir edebi esermişçesine ne topluma öğretebildik ne de Devlet’e.

Daha da kötü olan ise çocukluk çağı kavramının dinamizmine ayak uydurmak şöyle dursun bu kavramın yaşayan bir kavram olduğunun bile farkına varamadık.

Her seferinde çocuğu kurtarmaktan ve bununla böbürlenmekten sıkılmadık.

Anayasa maddeleri oyladık;

Çocuğu “özel surette korunması gerekenler” arasına kattık, bunun için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olmayacağını dayattık.

Yeterli kelimesinden neyi kastettiğimizi belirtmeden, çocuğu “yeterli himaye” edilmesi gereken güçsüz küçük insan ilan ettik.

Devlet’in çocuklara karşı görevini koruma ile sınırladık.

Çocuğun yüksek yararı kavramını, sadece çocuğun ana-babadan Devlet koruması altına alıp almamakla ilintilendirip, azaltılmış bu görevden bile Devlet’i sıyırmaya kalktık.

Peki, doğrusu nedir? Çocuk varlığı Anayasa’ya nasıl yansıtılmalıdır?

Bu konuda İstanbul Barosu’nun bir çalışmasına davet edildim. Çalıştaya katılmam mümkün olmadıysa da öneri bir taslak yazmamı emretti içimdeki çocuk sorumluluğu.

Buyrun;

Madde no: ... Çocuklar

1.         Her çocuğun;

a. doğuştan itibaren bir isim ve vatandaşlık edinmeye,

b. aile veya ebeveyn bakımına, veya aile ortamından uzaklaştırıldığında uygun alternatif bakıma,

c. temel beslenme, barınma, temel sağlık hizmetleri ve sosyal hizmetlere eşit ulaşıma,

d. kötü muamele, ihmal, istismar veya medeni hakların kaybedilmesine karşı korunmaya,

e. sömürücü çalıştırma uygulamalarından, çocuğun refahını, eğitimini, fiziksel ya da ruhsal sağlığını ya da ruhsal, ahlaksal ya da toplumsal kalkınmasını riske atacak işlerde çalıştırılmaktan korunmaya,

f. suçtan veya suçta kullanılmaktan korunmaya,

g. en son başvurulacak bir önlem olması dışında gözaltına alınmama, tutuklanmama,

h. doğrudan silahlı çatışmalarda kullanılmama, silahlı çatışma zamanlarında korunma,

i. uyuşturucu madde bağımlılığından korunma
hakları bulunur.

2.         Çocukla ilgili her konuda çocuğun yüksek yararına öncelikle önem verilir ve gözetilir.

3.         Onsekiz yaş altı her birey çocuktur.

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org 

Yorumlar