Kim Sindirella (Külkedisi) Olmak İster?

Basın, asrın düğünü olarak lanse edilen kraliyet düğününün kahramanı Kate Middleton’ı Külkedisi’ne benzetirken, Dünya Çocuk Edebiyatı’nın çocuk istismarlarıyla dolu olduğunu hiç aklına getirmiş midir?

Hiç sanmam.

Haberler, annesi eski bir hostes, babası havayollarında harekat memuru Kate’i Külkedisi’ne benzetirken hikayeden mutluluk çıktığına atıfta bulunmakta. Gerçekten, orta sınıf aileden saraya gelin gitmek, Kate’in hikayesi ile Sindirella’nın hikayesinin ortak noktası.

Kate Middleton (Külkedisi) ve Prenses Diana’nın oğlu Prens William (Prens) erdiler muradlarına biz çıkalım kerevetine.

Ancak, evlilik yemini içerisinde “kocaya itaat etme” bölümüne karşı çıkan, böylece kadın hakları savunucularını mutu eden Kate, acaba Külkedisi masalıyla anılmak istemiş miydi?

Buna itirazı olduğuna dair herhangi bir haber görmedim.

Muhtemelen, Dünya Çocuk Edebiyatı’nın en popüler masallarından olan, Külkedisi Masalının çocuklara ne gibi öğretiler verdiğini bilseydi, farketmiş olsaydı, Külkedisi yakıştırmasını reddederdi.

5 yaş üstü çocuklara tavsiye edilen Külkedisi Masalına yükletilen nasihat, “Haset etme,daima iyilik düşün!” şeklinde.

Çocuğa çaktırmadan ama aklına ve belki de vicdanına kazımak için kurgulanan hikaye, bu nasihati neye rağmen vermeye çalışıyor diye inceledim. Her hikayede olduğu gibi bu hikayede de ihtilaf var.

İhtilafın taraflarının kısa profilleri;

Sindirella, masalda çok güzel, genç bir kız olarak anılmaktadır. Masalın doğuş tarihine bakacak olursak, Sindirella 13-15 yaşlarında olmalı. Güzelliği ile doğru orantılı olarak çok iyi kalplidir ve, acı çekmekte, kötü üvey annesi ve onun kötü kalpli ve buna doğru orantılı olarak çirkin iki kızı tarafından fiziksel, duygusal istismar edilmekte, iş gücü sömürülmekte ve ihmal edilmektedir.

Masal bu ya Sindirella’nın güzelliğini Prens farkedince, İyilik Perisi’nin bunda sihirli değneği vardır, Külkedisi, Prenses oluverir.

Çocukken bu masaldan “iyi olayım ki kazanayım” öğretisini aldığımı hatırlamıyorum. Bunun yerine anne-babamın gözünün içine bakarak acaba boşanacaklar mı diye tetkik etmişliğim vardır. Kolay mı? Ya üvey anne gelirse, üvey anneler kötü olur, ya üvey kardeşler, onlar çirkindir, çirkinler kötüdür diye düşündüğümü ve “ben güzel miyim” diye anneme sorduğumu hatırlıyorum.

Bir diğer hatırladığım ise, bu Külkedisi’nin babası olacak adam nerede, Külkedisi’ni neden kimse kurtarmaya gelmiyor, Külkedisi neden evden kaçmıyor isyanlarımdır.

Yetişkin gözümle de selamet ille de varlıklı bir kocaya varmakta mıdır sorusunu sormak ihtiyacını hissediyor insan.

Sanırım güzel ve iyi olmanın bedeli acı çekmektir diye de bir öğreti çıkarabilirdim, eğer gerçek ailemde istismarın ne demek olduğunu hissetmiş olsaydım.

Sindirella’nın verdiği yanlış mesajlar böyleyken Kate’in bu benzetmeden mutlaka rahatsız olacağından eminim. Ama hikayeye bu yönüyle kafa yorduğundan hiç emin değilim.

Basın bile Külkedisi’nin basit “mutlu son” algısındayken...


Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Yorumlar