Yalan yok, haberi okudum, “oh olsun” dedim.
Vicdanımın dışa vuruşuna verin...
Aklımsa, “Acaba çocuğa çelme takmak hafifletici sebep midir?” diye sordu.
Cevap, geçmişten günümüze haberde gizli.
Samsun’dayız, yaklaşık 25 yıl gerisi. O zamanlar Salih Yazıcı, ben diyeyim; yaramaz, haylaz, tembel, terbiyesiz, siz deyin; akılsız, salak, yalancı, pis... her neyse, “kötü” bir çocuktu.
Bu “kötü” çocuk Salih, Liseye devam ediyor. Ve, 1989’da, Akpınar Anadolu Öğretmen Lisesi’nden mezun da oluyor.
İkide bir, “kötü” çocuk dediğim için kızabilirsiniz ancak, hikaye böyle.
Salih “kötü” çocuk ki, okulun müdürü kendisinden sadece 19 yaş büyük Nafiz Demir ile öğretmen İsmail Çakar, çocuğa dayak cezası uyguluyorlar.
Herkesin ve özellikle kızların önünde herhalde.
Genel teamül olarak evde de aynı sistem ceza uygulanmıştır Salih’e diye düşünüyorum.
Salih zaten “kötü” çocuk, bir de üstüne aşağılanma, utanç, çaresizlik, acı ve biraz korku, bir tutam gözyaşı, güvensizlik, sevgisizlik, çokça bilenme, hırs, nefret, isyan, şiddet...
Gel de dışlama ve tabii dışlanma.
Tökezleme...
Biz buna, çocuğun Beyaz Sayfa’da ilk adımına çelme takmak diyoruz.
Salih Liseden mezun olmuş ve polis olmuş.
Her yerde şiddet var, Salih’in belinde silah...
Yıllar yılları işte böyle kovalamış.
Salih “kötü” bir çocuk ve okul yıllarından kalma anıları pek parlak değil ama her nedense, mezun olduğu okulun geleneksel pilav gününe her yıl katılmış. Burada eski arkadaşlarını ve öğretmenlerini görmüş.
Anılarını 22 yıl boyunca hep taze tutmuş.
Salih’in psikolojik sorunları nedeniyle bir süre önce polislikten malulen emekli olduğu da önemli bir detay hikayede.
Hikaye nasıl mı bitecek?
Geleneksel pilav günü bu yıl da düzenlenmiş ve bizim artık 40 yaşında olan Salih’imiz, “Emekli okul müdürü Nafiz Demir (59) ile öğretmen İsmail Çakar’a (58) tabancayla ateş etti. Demir sağ bacağından, Çakar ise sol bacağından yaralandı. Yaralılar Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.”
Sıkı durun!
“Salih Yazıcı (40), eski öğretmenleri Nafiz Demir ve İsmail Çakar’ı, 1989 yılında mezun olduğu Akpınar Anadolu Öğretmen Lisesi’nde öğrenciyken, kendisini dövdükleri gerekçesiyle vurduğunu söyledi.”
Dayak yemiş ne olmuş, üstünden 25 yıl geçmiş de diyebiliriz ama sanırım tokadın acısını yiyen bilir...
Günün sonunda, ya Salih’in yediği dayaklar kendisine çok acı gelmiş ya da Salih için çocukluğundan beri sesler duyardı diyebiliriz.
Her durumda, Salih çok kötü çelme yemiş.
Cevap; kamu davasında Mahkeme, Salih’in belki de çocukken yediği dayaklardan kaynaklı psikolojik kötü durumunu mutlaka gözetecektir.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Yorumlar