Cinsel Şiddet İçin Sorumluluk Tayini

Üst düzey Birleşmiş Milletler yetkilisi, iç çatışmanın yaşandığı Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DRC) doğu kesiminde, askeri mahkeme tarafından tecavüz suçu nedeniyle gözaltına alınarak yargılanan bir yüksek rütbeli komutan ve diğer bazı ordu personeli hakkında verilen mahkumiyet kararını memnuniyetle karşıladığını açıkladı.

Birleşmiş Milletler yetkilisini bu kadar mutlu eden karar neden çok önemli? Çünkü cinsel şiddet nedeniyle askere mahkumiyet kararı Kongo’da bir ilk...

Bölgede ve maalesef savaşın olduğu her yerde tecavüzün silah olarak kullanılması ise çok etkili (!) bir yöntem.

Dünya basınında çıkan haberlere göre; Baraka şehrinde yerleşik askeri mahkeme, üst düzey komutanı 20 yıl hapse mahkum etti. Bizzat kadına ya da erkeğe veya çocuğa cinsel saldırıda bulunduğu için değil, insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle. Çünkü, O, askerlerine öldür değil tecavüz et emri vermişti.  

Askeri mahkemenin verdiği kararla birlikte, tecavüzün barışta olduğu kadar savaşta da kabul edilemez bir eylem olduğu ve tolere edilmeyeceği mesajı tüm saldırganlara bildirilmiş oldu.

Türkiye’de mevcut; Prof. Çeker’in “Dekolte giyen kendi tecavüzünden sorumludur” ya da “Mardin’li N.Ç. tecavüze uğramıştır ama zorla alıkonulmamıştır” şeklinde karar verebilen yargı zihniyetlerine inat, Kongo’da cinsel şiddet için sorumluluk tayini yapılmış oldu.

Saldırgan tek başına sorumlu ve suçludur.

Tecavüzün silah olarak kullanılmasının hikayesi ise bir başka türlü acıdır. İkisi de birbirinden beter ama neden öldür değil de tecavüz et?

Silahlı güçlerin sivil yurttaşlara karşı uyguladığı tecavüzün sebebi ikidir; aşağılamak ve rahatlamak.

İşte size, “tecavüz silahı” kavramından sonra “tecavüz ödülü” kavramı.

Hal böyle olunca şu sözü etmeden duramayacağım; Elini kana bulama, tecavüz et!.. Çünkü ikisi de aynı kapıya çıkar diyebilmek bile bir lükstür. Birinde anlı şanlı şehit olursun, diğerinde aşağılık!..

Bu güzel gelişmeye rağmen bundan böyle Kongo’da tecavüz davalarının çoğalacağına ve suçun önleneceğine dair inancım sıfır. Tecavüz yönünden asayişin berkemal olacağını düşünmek hayalcilik olur. Bizzat mağdurlar ve tecavüze tanık olanlar korku içinde olmalılar. Artık hayatları da tehlikede. Susturulmalılar!..

Tecavüz işte böyle bir hikaye. İster “silah”, her zaman “ödül” ama illaki bir mağduru var.

Ve, “değersizlik” hissi çok derin iz bırakır.

Sadece mağdurda değil eylemi duyanların akıllarında da.


Kaynak gösterimi: Gezer, T., www.0-18.org, Diyorum ki...

Yorumlar