Hukuksal açıdan, hani 0-18 yaş arası her birey çocuktur ya, hani 18’imizi bekleriz, bulunca özgürleştiğimizi sanırız. Hani çocuk sınırlı sorumlu, yaşatılmaya, geliştirilmeye ve korunmaya muhtaç bir yurttaştır ya...
Biz çocuğu hep bu yönüyle ele alırız.
Yeni tattım ki çocuk olmak yaşla değil statüyle ilgili bir kavram.
Çocukluğun anne-babanın ölümüne kadar yaşanabilen hoş, güvenli, kimi zaman serseri kimi zaman şımarık bir konum olması hepimizin dileği ancak, gel zaman git zaman çocuğun aile içindeki statüsü farklı bir anlam kazanıyor.
Sırf bu nedenle, “çocuk” ve “yetişkin” kavramlarının yanı sıra ‘yetişkin çocuk’ kavramını da tariflemeliyiz. Yetişkin çocuk kavramını, çocuk ruhlu (salakçasına sürekli pozitif düşünmeyi seçen, abartılı neşeli ve hareketli, sürekli konuşan, yalnız kalamayan, yanar-döner, sır saklayamayan, muhakeme yeteneği dar, kararsız, yalap-şalap, aslında bu şekilde mümkün olduğunca sorumluluktan kaçan) anlamından uzaklaştırarak literatüre kazandıralım isterim.
Kavramın tanımı şöyle olmalı; “Yetişkin çocuk, bireyin, 18 yaşını tamamlamış olmakla hukuk karşısında çocuk haklarından sıyrılmış ancak, ebeveynlerine karşı bir ömür boyu hukuki ve sosyal sorumlulukları bulunma konumudur (Tanzer Gezer).”
Ben de babam için asla büyümedim, hep O’nun çocuğu kaldım. Çocukluğun hoş şımartılmalarını, merak edilmelerini, korunmalarını, takdirlerini ama arada bir kaş çatılmalarını ömrüm boyunca yaşadım.
Babamın keyfini sürdüm...
Sorularıma hep doğru cevaplar aldım, yıkılmaz kaleme sırtımı dayadım.
Ve bir gün geldi ki yetişkin çocuk olduğumu fark etmek zorunda kaldım.
Ve o gün geldi ki bu çocuğun babası bir varmış bir yokmuş...
Ölümü içselleştirmek, “ölüm Allah’ın emri” öğretisine sığınmak- kolay değil ancak, “zaman ilacı” hep işe yararmış. Üzüntüyü unutmak, bireyin “kendini-koruma” iç güdüsüyle ilgili birşey olmalı.
“Sessiz gemi”ye binip gidenin ardından huzur duyabilmek ise özlem duygusuyla başetmenin tek yolu.
Bunun metodu; çocuklara, sosyal ve hukuksal yönleriyle “ebeveyn hakları”nı kendileri birer yetişkin çocuk olmadan öğretmek.
Babama tüm güzel duygularımla ve huzurla...
Kaynak gösterimi: Gezer, T., www.0-18.org, Diyorum ki...
Yorumlar