05 Kasım 2007
TC Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Sosyal Riski Azaltma Projesi Proje Koordinasyon Birimi, SHCEK Koruma Sisteminin Değerlendirilmesi için bir araştırma yaptırmış. Araştırmanın tarihi belli değilse de bulgularının analizi çok ilginç.
Araştırmayı yapan firma Kurumun kayıtlarından derlenen bilgiler ışığında yuvalardaki çocukların koruma altına alınmasının ilk sırada gelen nedeni için %71.6 ile ekonomik ve sosyal yoksunluğu işaret etmiş. Bu oran çocuktan da sorumlu Devlet Bakanı tarafından ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntı nedeniyle SHCEK’in çile çektiğinin resmidir şeklinde yorumlanmıştı. Bakan, “suçlu çocuk da bize geliyor fakir çocuk da” beyanında bulunuvermişti. Kendisi kendisine yontmakta birincidir ve Başbakan tarafından alkışlanmaktadır ancak burada her ikisi de bilmelidir ki ekonomik sıkıntılar ve yanlış sosyal politikalar hükümetin sorumluluğudur ve bu hükümet son dönemde en uzun süre iktidarda kalmış hükümettir. İğneyi kendine çuvaldızı … Sıyırma çalışmaları boşunadır, yoksulluk nedeniyle mağdur olan çocuklar da yasa gereği SHCEK’in sorumluluğundadır.
Zaten araştırmayı biraz daha alıcı gözle incelediniz mi %71.6’lık oranın aslında göz boyama olduğunu anlayıveriyorsunuz. Araştırmanın bir diger bulgusu şöyle; “Çocuğun esenliğini ya da güvenliğini tehdit eden diğer nedenlerden en az biri daha söz konusu olmaksızın yalnızca ailenin ekonomik ya da sosyal yoksunluğu nedeniyle koruma altına alınan çocukların oranı yüzde 38’dir.” Hani %71.6'ydı?
Ben bundan ne anladım? Sadece fakirlik nedeniyle kurum bakımı altına alınan çocuklarla istismar edilmiş, rehabilitasyona gereksinim duyan fakir çocuklar SHCEK kurumlarında birarada barındırılmaktadırlar. Sayın Bakan’a duyururum ve sayılarla cambazlık yapmanın ne kendisine ne de çocuklara bir menfaatinin olmayacağını bildiririm.
Devlet Bakanı tarafından hiçbir söyleşide konu edilmeyen diğer araştırma bulguları ise şöyle;
Yuvalarda kalan çocukların %9.1’inin kurum bakımı altında bulundukları süre içinde herhangi bir mesleki çalışmadan yararlanmadığı saptanmış, %20.7’sinin ise yararlandığı mesleki çalışma türü konusunda bilgi temin edilememiştir. Burada, yuvalarda kalan çocukların %29.8’inin sadece bakımdan faydalanabildiklerini anlıyoruz. Bu SHCEK açısından iyi bir performans değil.
Çocukların en çok yakındığı konu “öbür çocuklar ve onların davranışları”dır. %5.2’si “dayak”tan, %4.4’ü yasak ve kısıtlamalardan, %3’ü görevlilerden ve onların davranışlarından yakınmıştır.Kurumlarda asayişin sağlanamadığından bahsetmek gerek ancak Devlet Bakanı’na sorsak kötüler “öbür çocuklar”dır ve “her kurumda kötü niyetli yetişkinler bulunur” şeklinde bir cevap alırız.
Çocuk yuvalarında kalan çocukların %48.5’i, bulundukları yuvalarda çalışan görevlilerin kendilerine her zaman bire bir ilgi gösterdiklerini düşünmektedir. Kendilerine böyle bir ilginin hiçbir zaman gösterilmediğini düşünenlerin oranı %4.1’dir.
Yuva görevlilerinin çocuklar arasında hiçbir zaman ayrım yapmadığını düşünen çocukların oranı %67.9’dur. Böyle bir ayrımın her zaman uygulandığını düşünenlerin oranı %5’te kalmaktadır.
Çocukların %57.5’i, bulundukları yuvalarda tüm görevlilere isteklerini kolayca söyleyebildiklerini belirtmişlerdir.
SHCEK bu verilerden övünç kaynağı çıkarmış çıkarmasına ama ben bu verileri şöyle okuyorum; Çocuk yuvalarında kalan çocukların %51.5’i çalışanlardan gerektiği gibi ilgi görmemektedir, %32.1’i görevlilerin çocuklar arasında ayrımcılık yaptığını söylemektedir, %42.5’i görevlilere isteklerini kolayca söyleyemediklerini bağırmaktadır.
Sözün özü, sayılarla ne kadar cambazlık yaparsanız yapın Kurumlarda çocuklar istismar edilmektedir. Bu araştırmanın sonucu budur. Sırf bu araştırma sonucuna göre bile SHCEK’in performans değerlendirmesi zayıf not almaktadır.
Kaynak : http://www.shcek.gov.tr/Arastirmalar/cocuk.doc
Yorumlar