Keriman Halis

05 Mart 2007


Haftasonu bir hanımefendiye konuk oldum. Keriman Halis’in narin ellerini tuttum, güzel yanaklarını öptüm, asaletinin ve çok hoş sohpetinin esiri oldum. Karşılıklı içkilerimizi yudumladık, keklerimizi yiyip çaylarımızı içtik ve bunu sık sık tekrarlamak için karar aldık. 93 yaşına rağmen beyaz koltuğunda dimdik oturmuş, vakur ve nazik bu hanımefendiye hayran kaldım. Pırıl pırıl zekayla bakan gözleri beni çok etkiledi. Ve bu kibar, dünyalar güzeli hanımefendi beni, “Hanımefendi çok güzelsiniz, sizi çok beğendim” iltifatıyla ödüllendirdi. Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Bir müddet yere ayak basacağımı da hiç zannetmiyorum. Ne de olsa Sevgili Dünya Güzeli Keriman Halis bana iltifat etti, bunun keyfini çıkartmaya, şımarıklığını yaşamaya kararlıyım.
Basın 1932’de Keriman Halis’in güzelliğini masum ve duru olarak nitelendirmiş. Dünya basını modern Türkiye’nin modern bir genç kızı olarak babasının yanında resimlerine yer vermiş. Anlattığına göre, Belçika’da peşinden “naturel” diye seslendiklerini duyana kadar güzel olduğunun farkında değilmiş. O bir vazifeyle yarışmaya katılmış; Türkiye’nin çağdaş yüzünü dünyaya tanıtmak. Türkiye’nin çağdaş yüzü o kadar güzelmiş ki Dünya Güzeli oluvermiş. Salonundaki Feyman Duran imzalı yağlıboya resme tapmamak mümkün değil.
Hanımefendi ile konuşurken konu konuyu açtı ve televizyonda seyrettiklerimizden bahseder olduk. Programlardan yakındık, kılık kıyafetlerin dedikodusunu yaptık. Haberleri izlerken ağladığından bahsetti. Yaşlanınca duygusallaştığını söyledi ama tek neden bu değil herhalde. Ben de zaman zaman haberleri izlerken ağlarım. Çocuklardan bahsettik, kızını nasıl 17 yaşında evlendirdiğini ve kısmetine çok iyi bir evlilik olduğunu ancak şimdiki aklı olsa asla bu yaşta evliliğin lafını bile etmeyeceğini söyledi. Özgürlüğüne düşkün bir hanımefendi. Kendisi zaten 24 yaşında evlenmiş. Kızlarını namus safsatası için öldüren adamlara, doğurduğu çocuğu boğan kadınlara, “Ayol bunlarda hiç akıl, hiç sevgi yok mu?” deyişine hayran kaldım.
Keriman Halis’e baktım ve içim sızladı. Ne kadar modern, ne kadar anlayışlı, ne kadar sakin, ne kadar esprili, ne kadar her şeye hakim... Zamanında vazife edinip güzellik yarışmasına katılmış. Dönemi düşünün, ekonomik zorluklar var, şark ve garp arasında kalınmış kimlik arayışı var, halkın henüz hazmedemediği kılık kıyafetlerde ani ve köklü değişim var. Bu ortamda Hanımefendi, 18 yaşında bir kahramanlık sergiliyor ve Türkiye’nin çağdaş yüzünü dünyaya gösteriyor. Günümüzde Keriman Halis’in verdiği yürekli kararı yaşatabildik mi? İşte bu sorunun cevabı “Hayır” olduğu için içim sızladı. Resimlerindeki modern kıyafetlere baktım ve kendimi ait hissettim.
Günümüzde piyasalarda nasıl resmediliyoruz? Bu tablolara ait değilim.  Atatürk’ü ne vicdanen ne şeklen reddedemem. Sevgili Keriman Hanımefendi, ben de haberleri seyredince çok rahatsız oluyorum. Siz ne kadar şık bir hanımefendisiniz, ne kadar bazı şeyleri aşmışsınız. Türkiye neden durakladı? Anlamıyorum, anlamsız buluyorum. Size layık olunamadığını düşünüyorum. Siz kadınların önünü açmışsınız, günümüzde devamını diler haldeyiz.
Keriman Halis’ten geç vakit ayrılırken, Dünya’ya vurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Kadını damgasını aklımın en derin köşesine bir kez daha kazıdım. “Yaşlılığımda gençliğimden daha mutlu oldum” sözünü hiçbir zaman unutmayacağım. Rüyalarınızdaki güneş hep doğmaya devam etsin, gönülden dilerim...

Yorumlar