Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü

21 Ocak 2008

Bu ne kadar güzel bir kurum ismi. Okurken bile insanı gülümsetiyor. Ama ...

Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) 14 Temmuz 1922’de kurulmuş. İlk başkanlığını Ali Sami Yen, asbaşkanlıklarını da Burhan Felek ve Ali Seyfi yapmış. Devlet’in spora merakı ise 1936’da gelişmiş ve Türk Spor Klübü bu yılda kurumuş. Bugünkü Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nin temeli ise 16 Temmuz 1938’de 3530 sayılı yasa ile atılmış. Arada sürekli değişen yasalarla Kurum, bir Başbakanlığa bağlanmış, bir Milli Eğitime bağlanmış. İşin ilginç kısmı ise 2. Demirel Hükümeti zamanında yani 1970’de Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile Gençlik ve Spor Bakanlığının kurulmasıdır. Cumhuriyetimizin ilk Gençlik ve Spor Bakanı ise İsmet Sezgin’dir. İşin ilginç kısmı ikinci madde ise bu Bakanlığın kapatılmasıdır. Kurum 1989 yılında Başbakanlığa bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü halini almıştır.

Bu, neden bu kadar ilginç? İlginç çünkü günümüzde çocuk hakları ile ilgili çalışan sivil topum kuruluşları, bir Çocuk Bakanlığı kurulması gerekliliğinden inatla bahsetmektedirler. Var olanı geliştirmek yerine kapatmak uygun görülmüştür çocuklar açısından. Tıpkı giderek artan trafik araçlarına rağmen var olan yolların kapatılması, daraltılması gibi. Bize alkışlamak düşer yeniden !

Aslında var mı var zihniyetinden sıyırmak adına Bakanlığın kapatılmış olması takdir bile edilebilir ama günümüzde gerçekten çocukla ilgili çalışacak bir Bakanlığa ihtiyaç vardır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (Başbakanlığa bağlı bir başka genel müdürlüktür) çocuğun mağdur duruma düştükten, sağlıklı fiziksel ve zihinsel gelişimi aksadıktan sonra rehabilite etmek üzere, barındırmak üzere yapılanmış bir kurumdur. Çocuk bu Kuruma aile, toplum ve Devlet işbirliği ile muhtaç bırakılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı bu cümleyi kendisine düstur yapması gerektiğini bilmelidir. Ama nedense oralı bile değildir. Tıpkı medyanın, “eğitim medyanın görevi değildir” zihniyeti gibi. Eğitim kurumları çocuğa bilgi aktarır. Çocuk alırsa bu bilgiyi ne aladır, almazsa aile kabahatlidir. Çocuğun başkaca bir gereksiniminden Milli Eğitime nedir…

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ciddi bütçesi olan bir Kurum. Seksenbir ilde toplam 1.256.512 sporcusu varmış. Türkiye Futbol Federasyonu ve Milli Eğitim Bakanlığının sporcularıyla birlikte bu sayı 1.991.797’ye ulaşmış. Temel eğitimde olan çocukların sayısını düşününce sporcu çocuk sayısı ne kadar az duruyor değil mi? Bu açıdan bakıldığında Kurumların çocukları spora yönlendirmede sınıfta kaldıkları görülmekte. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün görevlerine baktığımızda notlarının neden düşük olması gerektiğini çok daha iyi anlayacaksınız.

Görevlerin başında “a) Vatandaşın ve okuldışı gençlerin fizik, moral güç ve yeteneklerini sağlayan beden eğitimi, oyun, cimnastik ve Spor faaliyetlerini sevk ve idare etmek; gençliğin boş zamanının değerlendirilmesine ilişkin hizmetleri yürütmek, bilgi ve beceri kursları düzenlemek, gençlerin kötü alışkanlıklardan korunması için gerekli tedbirleri almak, b) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı bütün öğretim kurumlarının; yurt içi ve yurt dışı spor faaliyetlerini programlamak, beden eğitimi ve spor faaliyetlerinin esaslarını tespit etmek, yürütmek, bu faaliyetlere ait araç, gereç ve benzeri ihtiyaçları sağlamak” gelmekte. Ben çok yakından biliyorum ki İstanbul Bağdat Caddesinde ikamet etmekte olan Fenerbahçe Lisesinin kapalı bir spor salonu yok, techizat mı o da ne demek kimsenin bildiği yok ve eğitim döneminin büyük bölümü soğuk havada geçtiğinden açık alanda spor yapmak da mümkün değil. Ağrı’da 12.000 den fazla sporcudan bahsedilmekteyse de ben bunu pek samimi bulamadım. Bu da bir başka var mı var durumudur herhalde. Çocukların boş zamanlarını değerlendirmesi için Kurumun gerçekleştirdiği faaliyetleri bileniniz var mı? Ben duymadım. Ya gençlerin kötü alışkanlıklardan korunması için gerekli tedbirlerin alınması görevi hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben 12-13 yaşlarında sokakta sigara içen kız ve erkek çocuklar görüyorum. Sahile inin hepsinin ellerinde bira ve vodka şişeleri var. Bir arkadaşım evladını eroine kurban verdi. Suçlu aile, suçlu evlat davranışalarına kafa tutmaya çalışıyor. Çok uzağa bakmama gerek yok.

Bu durumda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün görevleri arasında bulunan, “Futbol müsabakalarında müşterek bahis (Spor – Toto ve Spor – Loto) düzenlemek, yönetmek” işine daha bir ağırlık verdiğini, Devlet’in bu müşterek bahislerden ciddi kazancı olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Futbol Federasyonu ile ilgili çalışmaları da buna katarsak, …

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün hangi hedef kitleye hizmet verdiğini, vermesi gerektiğini biran önce gözden geçirmesinde fayda var sanırım. Siz ne dersiniz?

Yorumlar