21 Mayıs 2007
Sokak çocukları[1] kavramı artık çok geniş bir yelpazeyi kapsıyorsa da bu sözü kullanmayı pek sevmem. Çocuklarımıza hiç yakışmadığı için, bizlerin de ayıbı olduğu için… Hatırlıyorum da Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezine ilk defa 2001’de götürülmüştüm, neredeyse 7 sene olmuş çaktırmadan. Kompozisyon yarışması ödül töreninin ardından bahçesinde meyva suyu içip sigara böreği yerken yanıma doluşan çocuklarla sohpet ediyordum. O sohpetten kalbimde kalan tek söz, “Hocam, ben sokak çocuğu sayılmam sadece iki ay kaldım sokakta. Burada kaldığım için herkes beni sokak çocuğu zannediyor.” oldu. Sokak çocuğu diye çağrılmaktan ne kadar rahatsızdı.
Bu rahatsızlığı daha sonraları da hep hissettim. Hep saklanmaya çalışıyorlar, yani aslında topluma karışmaya çabalıyorlar. Resimlerini çekmek, yayınlamak izne bağlı, etik değil, istismar boyutu var.
Hal böyleyken haber ve sosyal pazarlama kareleri için görsel malzeme üretmek oldukça zor. Ya manken kullanacaksınız ki bunu sevmem ya da eski püskü çocuk ayakkabıları gibi bu çocukların döküntü (olumsuz) hallerini vurgulayan semboller. Bunlar değil mi toplumu bu çocuklara düşman eden. Çocukların gözlerini kapamak da mümkün ama hepsi tüketilmiş. Çok sınırlı sayıda çizgiler de mevcut.
Eli eni konu fotoğraf makinası tutan oğlumdan - yetenekleri babasına çekmiş, ne zamandan beri çocuk resimleri isteyip duruyordum. Gün bugünmüş. Çelik Gezer sokağa çıktı ve bana bu resimleri getirdi. Önce konuyla alakalarını ben de anlamadım, dalga geçildim yine dedim içimden. Resimlere isimleri anlam kazandırıyor. Bu kadar da çocuk figürü kullanmadan anlatılabilir mi?
İşte Çelik Gezer’in sokak çocukları konulu fotoğraf sergisi :
Köşeye Sıkışmış
Sokak çocukları sokaktaki tehlikelerin çok farkındalar çünkü travmaları bizzat yaşamış oluyorlar ve artık zarar verebilecek kadar kendilerini köşeye sıkışmış hissediyorlar. Yaşamak için herşey mübah. Buna kısaca hayatta kalma içgüdüsü diyebiliriz.
Açık Ev Kör Toplum
Bu terkedilmiş yıkıntı ev Çocuk Destek Hattına (0216 450 54 54) gelen bir çağrıda kızlı erkekli sokak çocuklarının barındığı yer olarak ihbar edilmişti. Çocuk Polisi buradaki çocukları alarak Sosyal Hizmetlere teslim etti. Ev, Caddebostan’ın göbeğinde. Önü, arkası, sağı, solu apartmanlar dolu. Çocukların uzun zamandan beri burada yaşadıkları öğrenildi. Evet, olay apaçık ortada ama toplum bu çocuklara kör.
Ekmek Teknesi
Eline bir şişe Yakut alıp manzaraya dalınca farklı şeyler görülüyordur ama sokakta yaşayan bir çocuk aynı istikamete bakıp aslında evinin havasını kirleten vapura dikkat eder herhalde. Çünkü o vapurdan çıkacak insan seli arasından üç-beş geçim kapmak için beklemektedir bir daha gelişini. Sokak çocuklarının sağlıksız ve hijyen olmayan koşullarda yaşadıklarını genellikle çöp ve pis sokak görüntüleri ile vurgularız. Bu daha iyi.
Çok ilginç, çok şiirsel… Çok gizli kapaklı. Oysaki aramızdalar.
Hoşuma gitti.
Derken çocukluk arkadaşım Yasemin aradı. Ömrümüzün hemen hemen on yılı hergün birbirimizi görerek büyüdük. Kolejde, üniversitede hep biraradaydık. O da şimdi kızı Ladin’i büyütüyor. Ladin ilkokulun başında daha. Cumhuriyet Mitingleri dikkatini çekmiş. Başbakan seçimleri falan duymuş ki bombayı patlaşmış. Ladin Hanım büyüyüp de Başbakan olunca sokak çocukları sorununu şimdiden keşfettiği yöntem ile çözecek. Yöntem, özetle, bütün ev çocuklarına sokaktan kardeş istemelerini öğretmek.
Geleceğimiz emin ellerde, korkmayın.
[1] Bu yazıda ‘sokakta yaşayan çocuk’ için kullanılmıştır.
Yorumlar