Bir Kere Daha Haksız Olmayı Diliyorum

01 Ocak 2007

Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkında Yönetmelik 24 Ocak 2006 tarihinde yayinlandi. Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasina İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkinda Yönetmelik de aynı tarihte Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu Yönetmelikler uygulamada çok büyük bir açığın kapanmasina katkida bulundu elbette. Ancak, Yönetmeliğin 31. maddesince Yönetmelik hükümlerinin yürütülmesinden Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakan ile Adalet Bakanı sorumlu tutulmuşlardır ve gerekli donanıma ve alt yapıya sahip olduklarından emin değilim. Haksız olmayı her zamanki gibi gönülden diliyorum ve köşeme çekilip izleyeceğim. Hata olursa ben demedim mi diye sevinenlerden değilim, gerçekten çok üzülürüm. Yıllara, yıllara, yıllara ve yıllara sari çok emek var ve abuk subuk boşa gitmesinden memnunluk duymak çok haince olur.
Yönetmelikler, “korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasları” düzenlemekle görevlendirilmiş. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 47 nci maddesine dayanılarak hazırlanan Yönetmelikler “korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesinde kurumların görev ve sorumluluklarına ilişkin hükümleri” ve “denetim altına alınmasına karar verilen, korunma ihtiyacı olan ve suça sürüklenen çocuklar hakkında yürütülecek uygulamalar ile sosyal inceleme raporlarına ve suça sürüklenen çocukların soruşturma ile yargılama usûllerine ilişkin kuralların uygulanmasına ve bu konuyla ilgili olarak görev yapanların hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimine dair usul ve esasları” kapsıyor.
 “0-18 Vurursan Kırılır” sloganıyla başlattığımız Çocuk Hakları İçin İletişim Grubumuza 16 Temmuz 2006’da yaptığım çağrıda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan Yönetmeliklerin taslakları hakkında görüşlerinizi paylaşmanız için çağrı yapmıştım. Gelen görüşleri ilgililere ilettim. Hiç ses seda çıkmamıştı. Şimdi Yönetmeliklere bakıyorum ve çocukla ilgili sahada çalışan uzmanların görüşlerine hiçbir türlü rağbet edilmediğini anlıyorum. Bu, özellikle son dönemde klasik kulak ardı etme, ben en iyi bilirim tutumunun yansıması olarak yine ve yeniden karşımızda.
Yeni yılda en iyi bilenlerden korunmak dileğimle bir örnek vereyim. Yönetmeliklerin tanımlar maddelerinde, “Sosyal çalışma görevlisi: Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını ifade eder” denmekte. Bu durumda Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanları da çocuk hakkında sosyal inceleme raporu hazırlamak üzere bilirkişi tayin edilebileceklerdir. Adlitıp uzmanı olma şartından burada bahsedilmemiştir. Yani her psikolog adli rapor düzenleme yetkisine sahip kılınmıştır. Sosyal Hizmetlerin hazırladığı Yönetmeliğe göre sosyal çalışmacı 10 gün içerisinde rapor hazırlamakla yükümlüyken Adalet Bakanlığının Yönetmeliğinde (20. madde) hakimin kararına bağlı bir sürede sosyal inceleme raporu düzenlenmesini zorunlu hale getiriyor. Dikkat, dikkat bu süre içerisinde çocuk emniyet birimlerinin çocukla ilgili birimlerinde koruma altında tutulacak. Böyle donanımlı yerler var da ben niye bilmiyorum. Sanırım hakimler de bu tarz donanımlı yerler olduğu hakkında ciddi endişe duyuyorlar ki genellikle raporları 24 saat içinde istiyorlarmış. Çağrıma gelen yanıtlarda sahada işlerin böyle yürüdüğü belirtilmekteydi. Ve ayrıca, adli raporda istenen çocuğun davranışlarını yönlendirme yeteneği ve algılama düzeyini belirlemek için zeka testi yapılması gerektiğinden, mesai saatleri dışında zeka testi yaptırmanın mümkün olmadığından, zeka testi yapılmadan, çocuk ve yakınlarıyla görüşülmeden ayak üstü rapor düzenlendiğinden de bahsediliyordu.
Bir diğer ayrıca ise çocuk hakkında tedbir kararı alınabilmesi için Sosyal Hizmetler’den derhal rapor alınması da çok açık bir madde olarak karşımıza çıkmakta.
Peki, Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasina İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkinda Yönetmeliğin 5 (4) maddesinde belirtilen suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir ifadesine ne buyuracaksınız. Hakim çocuk hakimi olabilir demeyin çünkü çocuk hakiminin bulunmadığı yerlerde çocuk bürosunda görevli olmayan hakimler soruşturma yapabilirler hükmü de Yönetmelikte mevcut.
Daha çok olumsuz, tutarsız hükümler var Yönetmeliklerde. Bizden sorulmamıştı ama yine de sırasıyla yazmıştım, yeniden yazarım.
Dileğim çocuklar için iyi bir yıl olsun …

Yorumlar