Başlık Büyük Ama Hükmü Küçük

12 Nisan 2010

AKP tarafından hazırlanan T.C. Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun teklifi hem usul yönünden hem de esas yönünden farklı kesimlerde tartışıldı. Yazım uslubu açısından baktığınızda da sınıfta kalan metin, her şeyden önce Anayasamızın görevine uygun değil.

Damdan düşer gibi söylemek gerekirse, Anayasa’da yapılması teklif edilen değişiklikler; Hükümetin gününü kurtarmak, geleceğini şekillendirmek ve güncel ihtilaflar nedeniyle çıkan sesleri susturmak adına yapılmış eklenti ve çıkartmalardan ibaret. Bunun için Dünya’da kabul görmüş değişmez temel haklar bile esnetilmiş, sosyal risk kapsamı daraltılmış.

Kanun, Anayasanın 41. Maddesinin de değiştirilmesini öngörüyor. Eskiden Ailenin Korunması olarak adlandırılan bu madde yeni düzenlemeye göre; Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları olarak anılacak. Çocukların nihayet ailenin parçası değil de hakları olan bireyler olduğuna dair ipucu veren bu başlık umut vaad ediyor.

Başlık büyük ama hükmü, “çocuk hakları” ve “sosyal risk” kavramlarının içeriğini boşaltır nitelikte. Maddenin yeni haline göre; çocuk hakları, “yeterli himaye ve bakımdan yararlanma”, “yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme” hakları ile sınırlandırılmış.

“Yeterli himaye ve bakımdaki” kıstas açık uçlu kalmış. Buradan çıkan anlam, koruma altına alınan çocuklar için verilen hizmetlerin “yeterli” seviyesine çekilmesidir. Yeterli, bir hırka - bir lokma ekmek anlamına da gelebilir. Bu nedenle, maddenin çocuk yararına değil, Devlet yararına olduğunu söyleyebiliriz.

Bahsi geçen, çocuğun yüksek yararı kavramı ise bireye özel bir durumu tariflemekle, aslında Anayasa içerisinde yer almamalıdır.  

Yeterli himaye ve bakımdan yararlanma yani çocuğun Devlet tarafından korunma hakkı, çocuğun dört temel hakkından sadece biri. Çocuğun yaşama, gelişme ve katılım hakları ise temel insan hakkı çerçevesinde bırakılmış görülüyor.

Cümlenin, “Çocukların yaşama, korunma, gelişim ve katılım hakları ayrıca gözetilir.” şeklinde düzenlenmiş olması, Birleşmiş Milletler’in Çocuk Halarına Dair Sözleşmesinin tüm maddelerini içermesi nedeniyle hakların tümüne eşit ulaşım açısından çocuk yararına olabilirdi. Ancak, bunu başarmak istenmiş olmayabilir çünkü uygulanması çok pahalıdır.

Aynı madde içerisinde, “Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” denilmektedir.

Bu cümleden de değil mi ki çocukların cinselliğe karşı korunmasından bahsedilmiş, Devlet’in “çocuk istismarı” kavramı hakkında çok bilgisiz olduğunu, ayrıca korumayı değil sadece tedbir almayı taahhüt ettiğini yani görevden kıvırma telaşı içinde olduğunu anlıyoruz.

İtiraz edip bırakmamak adına öneride bulunmak gerekirse, “Devlet, madde bağımlılığı, cinsel sömürü, kaçırılma, terörde kullanılma, erken yaşta evlendirilme gibi sosyal risklere karşı çocukları korur.” kısa ancak çok anlamlı cümlesi hem çocuk yararına olacaktır hem de Anayasa yazım uslubuna uygundur.

Bu maddenin bu şekilde düzenleneceğine inanmak mümkün değil, çünkü sosyal risklere karşı korunmama, Devlet tarafından tazmin edilmesi gereken hasarlar kapsamına girecek ve halen yürürlükteki sadece terör nedeni ile hasar görme olgularında uygulanan tazminatların konularını genişletecektir.

Yorumlar