26 Şubat 2007
Çocuklardan sık sık öğrenirim. Özellikle oğlum benim çok değer verdiğim öğretmenimdir. Çoğu yazılarıma ilham olmuş, çoğu konuyu kendisine danışmadan, görüşünü almadan yazmamışımdır. Konuların birçoğu yine çocuk dostlarımdan kaynaklanmıştır. En şiddet içeren konuya, en ahlak dışı, vicdan dışı konuya esprili yaklaşımları eleştirilerinin dozunu işaret eder niteliktedir. Dalga geçerek, utandırarak öğretmek gibi bir yöntemleri var. Özür dilerim ama çocukları hepinizden fazla seviyorum.
Yine sabah muhabbetimiz vardı. Küçücük odaya nasıl sığarlar bilemem ama oğlumun odasına sığmışlar tostlarını yiyip sabah sabah kolalarını içerken konuştuklarını KAPALI kapıya rağmen duydum ve kapıyı çalıp katılmak için yalvardım. Bir yandan bilgisayarda düşman öldürüyoruz (ben üç kere x e bastıktan sonra yeşil ışığı bekleyip üç kere 3 e basmakla görevliyim - perfect eye hand coordination alaylarını hiç üstüme almıyorum), bir yandan tıkınıyoruz, müziğe kulak veriyoruz, telefonla diğer arkadaşlardan görüş alıyoruz ve televizyon da açık, arada bir görüntülere yorumlarımız oluyor. Bunu nasıl başarıyorlar? Kocaman boylarıyla bu odaya nasıl sığıyorlar? Kocaman akıllarını küçük yaşlarına nasıl sığdırmışlar? Bunca işi bir arada nasıl beceriyorlar? Bu gençleri çok seviyorum. Beni aralarında yadırgamamaları da çok hoşuma gidiyor doğrusu. Çok gurur duydum.
Peki uzaktan büyük çaba sarfederek (kapı dinledim sayılmaz, sadece çok kere kapının önünden geçtim o kadar) duyduğum “dövelim, self-defense deriz” konusu nedir? Hemen sordum. “Aaaa ama yaaa, Tan Abla” ları sineye çektim ve azmettim, hepsine sinema bileti sözü verdim, hem bilet hem junk food olmaz mı diye pazarlık ettiler ve öğrendim. Arkadaşlarımdan biri henüz 17 yaşında ve babası tarafından sürekli hakaret ediliyor, evden kovuluyor, tekmeleniyor. Çocuk dalyan gibi diye düşündüm hemen. İki yaş küçük olmasına rağmen oğlumdan uzun boylu. Bu durum artık yaş itibarıyla da katlanılamaz hal alınca tedbir almak lazım olmuş. Oturmuş konuşuyorlar. Ne yapılabilir? Fikir vereyim dedimse de hayır istemediler. Soru sormaları lazımmış ve avukat tanıdık var mı diye araştırıyorlardı. Neyi soracaklarsa ben de bilebilirim. Haydi sorun şeklinde ikna ettim. Soru şu; babası gence şiddet uyguladığında genç yaradana sığınıp babasına bir tane geçirip de yere devirirse bu kendini müdafa etmek midir yoksa saldırı mıdır?
Arkadaşımın mağduriyetinin bu derece yüksek olduğunu anlamak beni şok etti. Çocuk arkadaşlarımın, “bu adam elini kaldıramaz, biz halledeceğiz polise kendimi savundum diye anlatacak, tabii bu herife de iki üç morluk yapacağız ki kendini müdafa etmiş gibi görünsün” demelerine içim yandı. Ben de halletmeye geleyim dememek için kendimi zor tuttum ama oğlum aklımdan geçenleri anladı ve hemen “lütfen sen karışma”lara başladı. Bilet paralarını bayıldım ve odadan atıldım.
Gençler öğrendiklerini uygulayacaklar. Bunda kimin suçu var, oynadıkları bilgisayar oyunlarının mı, meşhur POLAT’ın mı?
İşte bunu da duydum, “Babamı dövebilir miyim?” Gençler bunun suç olduğunu biliyor ama baba bilmiyor.
Bazen düşünüyorum da birbirlerine kapı komşusu çocuklar neden birbirlerinin evinde kalmak için ısrar ediyorlar. Bu genç neden bizden hiç çıkmıyor. Kapıdan çıkarken oğlumun deve boyunu eğip yanaklarını öptüğümde, kokusunu içime çekmeye doyamadığımda neden utana sıkıla gülerek sıraya giriyor. Bir bileniniz var mı !!!
Amacım, genci babasını dövmekten korumak. Büyük bir öfkeyle faaliyetteyim ...
Yorumlar